Modern Dünyanın Karmaşasını Doğa ile Aşın: Ekoterapi Nedir?

Kentleşmenin artmasıyla birlikte özellikle şehir içinde yeşile ve doğaya özlem duyar olduk. Ancak insanlar olarak doğaya ihtiyaç duyuyoruz. Üstelik bu yalnızca bir fikir değil, neredeyse kanıtlanmış bir gerçek.
Ağaçlarla çevrili bir alandayken kendinizi daha iyi hissetiğinizi fark ettiniz mi hiç? Ya da zaman zaman “Keşke şimdi şehrin karmaşasından uzak doğayla iç içe bir yerde olsam” dediğiniz oluyor mu? Cevabınız “evet” ise nedenini bu yazımızda bulabilirsiniz. Ekoterapi nedir?
Ekoterapi nedir?
Gün geçtikçe doğadan uzaklaşıyoruz. Günlük yaşantımızın karmaşası ise stres seviyemizi artırıyor. Ancak doğayla bağlantıda olduğumuzda stresten uzaklaşıp, daha mutlu hissedebiliyoruz. Bu durumun bilimsel bir adı var; ekoterapi.
Ekoterapi;, insanların doğayla arasındaki derin bağı ifade etmek için kullanılan bir terim. Doğa terapisi olarak da adlandırılan bu yaklaşıma göre; insan doğayla bir bütündür ve ancak doğayla bir bütün halinde yaşarsa daha mutlu olabilir. İnsan doğadan uzaklaştığında ise hem mental hem de fiziksel olarak zarar görebilir. Yapılan tüm araştırmalar ise doğanın insan sağlığı üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu destekliyor. Ekoterapiyi deneyimlemek ise son derece basit. Bazen yalnızca gökyüzüne bakmak bile size iyi hissettirebilir.
Ekoterapinin türleri nelerdir?
Ekoterapiyi deneyimlemek ve hayatınıza dahil etmek için pek çok farklı yol var. Bu yaklaşımının birçok türü bulunuyor. Hangi türünü tercih ederseniz edin kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Ekoterapinin türleri:
Park reçeteleri: Ekoterapi uzmanların da tavsiye ettiği bir yöntem. Birçok psikiyatr, bireylerin her hafta belirli bir süre parkları ziyaret etmelerini veya diğer açık hava etkinliklerine katılmalarını öneriyor.
Çiftçilik ya da bahçecilik: Çiftçilik ya da bahçecilik yapmak toprakla birebir temas halinde olmak size kendinizi iyi hissettirir. Bu uygulama size dışarıda çalışma ve zaman geçirme şansı sunar.
Orman banyosu: Japon hükümeti tarafından 1982’de şehirli nüfusa ormanları cazip kılmayı amaçlayarak ortaya çıkarılan ve orijinal ismi “shinrin-yoku” olan bu uygulama, ormanlarda veya benzer şekilde ağaçların yoğun olduğu ortamlarda dolaşırken beş duyunuzu aynı anda harekete geçirmeyi ve sizi zihinsel olarak rahatlatmayı amaçlıyor.
Ekoterapiyi hayatınıza nasıl dahil edebilirsiniz?
Ekoterapiyi hayatınıza dahil etmek için aslında özel bir çaba sarf etmenize gerek yok. Doğanın iyileştirici gücünü ve katarsis etkisini hissetmek için yalnızca bunu deneyimlemeyi bilmeniz gerekli. Bir çiçeği koklayarak, deniz kıyısında yürüyerek hatta gökyüzüne bakarak bile ekoterapi yaklaşımını hayatınıza dahil edebilirsiniz. Peki, ekoterapiyi hayatınıza dahil etmek için başka neler yapabilirsiniz?
- Bol bol yürüyüş yapın. Boş zamanlarınızda yeşille iç içe olabileceğiniz alanlara gitmeye çalışın.
- Tatil için doğayla baş başa kalabileceğiniz yerleri tercih etmeye çalışın. Birkaç gün bile olsa bunun size iyi geleceğini unutmayın.
- Çevrenizi gözlemleyin. Gökyüzünü, görebiliyorsanız denizi ve ağaçları gözlemleyip doğanın bir parçası olduğunuzu hissetmeye çalışın.
- Evinizde bitkilerinizin olmasına özen gösterin. Evin içerisindeki yeşil bir alan sizi fazlasıyla rahatlatacaktır. Evinizde bir bitki yoksa sağlık için faydalı olan ev bitkilerine göz atmak için buraya tıklayabilirsiniz!*
- Spor yapıyorsanız, aktivitelerinizi açık havaya taşıyın. Özellikle doğada meditasyon ya da yoga yapmak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.
Doğayla iç içe olmak insana ne gibi faydalar sağlar?
Doğayla iç içe olmak kendinizi daha huzurlu ve güvende hissetmenizi sağlar. Ancak doğanın insan üzerindeki etkileri bununla sınırlı değil. Uzmanlara göre ekoterapi yaklaşımı stresi azaltıyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve ruh halini iyileştiriyor. İşte, ekoterapinin faydaları;
Stresi azaltır
Yapılan araştırmalara göre, doğada zaman geçiren insanların şehirde yaşayan insanlara göre çok daha az stresli olduğu belirlendi. Temiz hava, sessizlik ve daha birçok faktör stres seviyelerimizin azalmasına yardımcı oluyor. Bu nedenle ekoterapi yaklaşımının yöntemleri özellikle kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıkları destekleyici tedavi olarak önerilebiliyor.
Çevreye ve kendinize karşı farkındalığınız artar
Doğada zaman geçirdiğinizde çevrenizi deneyimlemek için duyularınızı daha fazla kullanırsınız. Rüzgarın sesi, yaprakların hışırtısı ya da kuşların cıvıltısına odaklandığınızda zihninin sakinleştiğini ve o “an”da kaybolduğunuzu hissedebilirsiniz. Kendinizi doğaya bırakmanız şimdiki zamana odaklanmanıza imkân sağlar. Özellikle karmaşık şehir hayatında yoğun baskı ve stres altında yaşayan kişiler için bu son derece iyileştiricidir.
Yaratıcı yönünüz ortaya çıkar
Zihniniz boşaldığında ve günlük işlerin yoğunluğu içerisinde kaybolmadığınızda yaratıcı yönünüz oratya çıkabilir. Doğa inanılmaz bir ilham kaynağıdır. Doğada zaman geçirerek henüz farkında olmadığınız yeteneklerinizi keşfedebilirsiniz.
Bağışıklık sisteminiz güçlenebilir
Ağaçlar ve bitkiler, ‘fitokidler’ yayarlar. Ormanda vakit geçirdiğinizde ise nefes alırken onları solursunuz. Bu fitokidler ise vücudunuzun hastalıklarla savaşmasına yardımcı olan hücrelerin aktivitesini artırır. Böylece bağışıklık sisteminiz güçlenir..
Ruh haliniz iyileşir
Yapılan araştırmalara göre, doğada vakit geçirmek mutluluk hormonlarını salınımı artırıyor.